EBELER DERNEĞİ’ NİN SAĞLIK BAKANI SAYIN PROF. DR. RECEP AKDAĞ’I ZİYARETİ

,
 Türk Ebeler Derneği

20/ 09/ 2011

TOPLANTI TUTANAĞI

Ebeler Derneği, 13.-16. Ekim 2011 tarihinde düzenlemiş olduğu I.Uluslararası II. Ulusal Ebelik Kongresine Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep Akdağ’ı  davet etmek ve Türkiye’de Ebelik mesleği uygulamaları, araştırma çalışmaları, eğitim ve kariyer olanakları, mevcut Ebelik sayısı ve istihdamı ile ilgili hazırlamış olduğu çalışma dosyasını görüşe sunmak, Sayın Bakanımızın önerilerini ve desteğini almak üzere toplantı talebinde bulunmuştur.

20.09.2011 tarihinde Sağlık Bakanımız Sayın Prof. Dr. Recep AKDAĞ, Sağlık Bakanlığı Müsteşarı Sayın Prof. Dr. Turan BUZGAN, Bakan Danışmanı Dr. Hakkı GÜRSÖZ, Ebeler Derneği Başkanı Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN, Ebeler Derneği Yönetim Kurulu Üyeleri Filiz ASLANTEKİN, Ayça DEMİR, Tuğba YILMAZ ESENCAN,  ve Ankara İl Temsilcisi Nesibe ÜZEL’in katılımı ile gerçekleştirilmiştir.

Toplantı Sayın Bakanımızın Dernek heyetini makamına kabulü ve Dernek Başkanı Sayın Yard. Doç. Dr. Nazan KARAHAN’ ın Sağlık Bakanımızın UNİCEF başarı ödülünü kutlaması ve yeni dönemde başarılarının devamına ilişkin iyi niyet dileklerini sunması ile başlamıştır. Bakanlık makamında yaklaşık 1 saat süren toplantı gündemini Dernek yönetiminin Sayın Bakanımıza sunduğu çalışma dosyası ve Sayın Bakanımızın değerli önerileri oluşturmuştur.

 

Toplantı Gündemi;

  1. Uluslararası II. Ulusal Ebelik Kongresine Davet;

Dernek Başkanı Sayın Bakanımızı Derneğimiz önderliğinde 13-16 Ekim 2011 tarihinde Safranbolu da gerçekleştirecek olan,  I. Uluslar arası II. Ulusal Ebelik Kongresinin Onursal Başkanı olarak açılış konuşmasını yapmak üzere davet etmiştir. Bu vesile ile Derneğimiz 12.08.2011 tarih 233 sayı ile Kongre davet mektubunda belirttiği üzere Ebelik Konfederasyonu temsilcisi (ICM) ve Bakanlığımız ile yapılacak kısa bir toplantının Uluslararası alanda Türkiye’deki ebelik mesleğinin tanıtılması, güçlendirilmesi hususunda önemli bir boyut kazanarak söz konusu hedeflere ulaşılmasında iyi niyet görüş paylaşımı konusunda toplantı talebini sözel olarak yenilemiştir.

Sayın Bakanımız Ebeler Derneğinin Uluslararası bir kongre organizasyonu gerçekleştirmiş olması nedeni ile tebriklerini iletmiş ve Kongreye katılacağını belirtmiştir. Söz konusu hedefler doğrultusunda Ebelik Konfederasyonu temsilcisi (ICM) ve Bakanlığımız ile bir toplantının organize edilmesini yararlı bulduğunu, ilgili Bakanlık birimlerinin iş birliğinde toplantının gerçekleştirilebileceğini belirtmiştir.

  1. Sezaryen Doğumların Azaltılması, Kadın – Anne ve Çocuk Sağlığının Yükseltilmesi Çalışmalarında Ebelik Hizmet Modeli;

Dernek Başkanımız Ülkemizde hızla yükselen sezaryen doğum oranlarının azaltılması, kadın – anne ve çocuk sağlığının yükseltilmesi çalışmalarında, ebelik hizmet modelinin aile hekimliği sistemine entegre edilerek uygulanmaya konmasının önemine değinerek bu konuda yapılabilecek en önemli düzenlemelerden her aile hekiminin, bir sağlık çalışanı yanı sıra, bir  “aile ebesi” ile çalışması ve bu bağlamda aile hekimi ile çalışan ebelerin “aile ebesi” olarak istihdam edilmesi, ebelerin ebelik görev yetki ve sorumlulukları alanında çalıştırılmaları ile ebelik iş gücünden  etkin bir şekilde yararlanılacağını belirtmiştir.

Bu sayede Türkiye de kadınların doğum öncesi, gebelik, doğum sürecinde ve doğum sonrası yapılacak olan lohusa izlemleri, emzirme danışmanlığı, bebek bakımı ve çocuk izlemleri ve kadın sağlığına yönelik tüm çalışmalardan ebeler ile işbirliği neticesinde Ülkemizde ana – çocuk sağlığı göstergelerinde olumlu iyileşmelere katkı sağlayacağını belirtmiştir. Aynı zamanda kadının doğum öncesi eğitim ve danışmanlık hizmetleri ile normal doğum konusunda farkındalık yaratılması ile fizyolojik bir olgu olarak kabul edilen normal doğum konusunda kendi otonomisini kullanabileceğini bu sayede sezaryen doğum sayılarında azalma gözlenebileceğini belirtmiştir.

Ülkemizde bu güne kadar yürütülen çalışmalarda  kanıta dayalı ebelik uygulamalarının geliştirilmesi, kalite ve standartlarının belirlenmesi ve takibi açısından Ulusal Ebelik Veri Tabanının bulunmadığından söz etmiştir. Çalışmaların yürütülmesinde Ulusal Ebelik Veri Tabanının geliştirilmesi ve uygulamaya konmasının önemini belirtmiştir. Tüm bu hizmetlerin gerçekleşmesinde, ebelik hizmet modelinin uygulanması ve ebelerin bu alanda çalışabilmelerine olanak ve imkân sağlanması konusunda destek istemiştir.

Sayın Bakanımız Ülkemizde bu zamana kadar yürütülmüş olan ana- çocuk sağlığı ve bağışıklama hizmetleri ile örnek olacak bir hızda ulusal göstergelerimizde iyileşme olduğunu bunda ülkemiz ebelik ve hemşirelik hizmetlerinin çok büyük bir özveri ile çalışmalarının katkısı olduğunu belirtmiştir. Ulusal göstergelerimizin istendik düzeyde henüz seyretmediğini ana – çocuk sağlığının korunması ve geliştirilmesi bakımından bu sayıların düşürülmesinde şu an en dirençli olguların yaşandığı bir durumda bulunduğumuzu belirtmiştir. Aile hekimliği sistemi ile nüfusun daha çok sağlık hizmeti talep eder durumda olması özellikle tek hekimli bölgelerde nitelikli sağlık hizmetine erişilmesinde sıkıntı yarattığını belirtmiştir. Tamda böyle bir zamanda Ebeler derneğinin çalışma dosyasında belirttiği şekilde her aile hekimi ile çalışacak bir aile ebesi uygulamada gerçekleşmesi sayıca mümkün olmasa bile (Sağlık Bakanlığında istihdam edilen ebelerin sayıca fazla görünmesine rağmen ülkemizde yaşanan hemşirelik açığı nedeni ile ebelerin hemşirelik hizmetlerinde çalıştırılması nedeniyle) bir planlama ile öncelikle iki aile hekimine bir ebe istihdam edilebileceğini belirtmiştir. Buna benzer bir planlamanın daha önce yapılması konusunda ilgili birimlerin çalışmalarının bulunduğunu ancak bundan sonra ilgili Dernek yönetimi ve Dernek yönetiminde bulunan Bakanlık çalışanlarının koordinatörlüğü ile bu çalışmaların planlanmasını öngörmüştür. Ulusal Ebelik veri tabanın kalite ve ebelik hizmetlerinin takibi açısından önemli olduğunu belirterek Aile hekimliği sistemi için geliştirilen yazılıma entegre edilerek böyle bir veri tabanının uygulamaya konulabileceğini belirtmiştir.

  1. Proje Destekli Uluslararası Ebelik çalışması;

 

Dernek Başkanı Uluslararası Ebelik Konfederasyonu (ICM),  UNİCEF, UNFPA, WHO işbirliği ile sezaryen doğum oranı yüksek olan Türkiye ve Türkiye’ye benzeyen OECD ülkeleri (örn. İtalya)  ile sezaryen doğum oranlarının düşük olduğu OECD ülkelerinde (örneğin Hollanda) ebelik hizmetlerinin yapısını ve durumunu ortaya çıkarmak ve sezaryen doğum oranlarını azaltmak üzere yürütülen çalışmaların karşılaştırılması ile Ülkemizde uygulanabilecek çalışmaların geliştirilmesi konusunda stratejiler belirlemek amacıyla bir proje yapılması ve bu projeye bakanlık desteğinin önemine değinmiştir.

Sayın bakanımız bilimsel nitelikli çalışmaların yürütülmesi konusunda Ebeler Derneğinin hazırlayacağı Proje dosyasının değerlendirmeye alınabileceğini belirtiştir. Sağlık bakanlığı olarak gerekli desteklerini verebileceklerini belirtmiştir.

 

  1. Ülkemizdeki Ebe sayısı ve Ebe istihdamı;

Dernek Başkanı Sayın Yrd. Doç. Dr. Nazan KARAHAN’ ın Ülkemiz Ebe sayısının yüksek çıkması ile sonuçlanan ulusal çalışmaların temelinde ekonomik ve sosyal yapının son derece iyi olduğu Avrupa Bölgesi ve Avrupa Birliği ülkelerinin temel alınarak yapılmasından kaynaklandığını belirmiştir.  Ülkemiz ebe gereksinimini belirlemeye yönelik istatistiklerin düzenlenmesinde,  gelişmiş ülkelerin oranları temel alınarak karşılaştırmalar yapmanın istemeden bir yanılgıya (bias) neden olacağını, bunu yerine Ülkemizin ebe gereksinimi belirlenmesinde, doğurganlık çağı kadın nüfusumuz,   ana çocuk sağlığı göstergelerimiz, sezaryen doğum oranlarımız mutlaka göz önünde bulundurulması gerektiğini belirtmiştir. Ayrıca giderek globalleşen dünyada ebe gereksinimi olduğu her fırsatta dile getiriliyorken,  ülkemizde ebe fazlası olması gerekçesiyle ebe yetiştirmekten vazgeçilmemesi gerektiğini önemle arz etmiştir. Bununla birlikte Sağlık bakanlığı verilerine göre Ebelerin çalışma alanlarının ağırlıklı olarak dahili ve cerrahi bilimleri içeren devlet hastaneleri ile eğitim ve eğitim hastanelerinde olduğu, Ebelik görev alanı ile ilgili birimlerde daha kısıtlı bir şekilde istihdam edildiğine değinmiştir.

Mesleğinden kopmuş, hemşireliğe ait alanlarda çalışan ve doğal olarak hemşire iş gücüne katkı sağlayan ebelerin, 2006 yılı Mayıs ayında değişiklik yapılan 6283 sayılı Hemşirelik Kanunu’nun geçici maddesi uyarınca, “hemşirelik yetkisi alarak” görevlerini sürdürmekte olduklarını ancak Hemşirelik alanında çalışmasına rağmen tayin ve eğitim olanakları gibi diğer özlük haklarından faydalanamadığını belirterek bu gibi durumda olan ebelerin,  ebelik kadrosunda bulunmasına rağmen özellikle tayin isteminde bulunması durumunda hemşirelik kadrolarına da tayin hakkının verilmesini, hali hazırda görev de bulunduğu hemşirelik alanı ile ilgili ileri eğitim imkanlarından yararlandırılmasının talep etmiştir.

Sayın Bakanımız Ülkemizdeki ebe ihtiyacının belirlenmesinde öncelikle çalışmaların Ulusal veriler ile değerlendirilmesi gerektiğini ancak bu ve buna benzer çalışmaların daha sonra dünyadaki örnekleri ile de karşılaştırılması gerektiğini vurgulamıştır. Hemşirelik yetkisi alan ebelerin yasal olarak eğitim sonucu ebelik ünvanı almış olmaları nedeni ile hemşirelik yetkisi almalarına rağmen hemşire kadrosunda istihdam edilemeceğini belirtmiştir. Bununla birlikte hemşire iş gücüne katkı sağlayan ebe sayısının hemşire sayısı ile değerlendirilmesi gerektiğini tayin ve eğitim olanaklarından da bu doğrultuda yararlanabilmeleri gerektiğini vurgulamıştır. Bu bilginin ilgili birimler ile paylaşılması ve gerekli düzenlemelerin yapılması için çalışmaların yürütülmesini öngörmüştür.

 

  1. Ebelik Eğitimi;

Dernek Başkanı Sayın Yrd. Doç.Dr. Nazan KARAHAN lisans düzeyinde ebelik eğitimin  gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kabul görmüş  yasa ve yasa niteliğindeki direktifler ile hükme bağlanmış olduğunu Ülkemizin de onay verdiği, Dünya Sağlık Örgütü Genel Kurul Tavsiye Kararları ve Münih Deklerasyonu (2000)  ile paralel lisans düzeyinde eğitim verildiğini ayrıca Avrupa Birliği’nin  ebelikle ilgili 80/155/EEC sayılı konsey direktifleri neticesinde, ebelik lisans eğitiminin çekirdek müfredatın düzenlendiğini  belirtmiştir.

 

Ülkemizde 1992 yılından bu yana lisans düzeyinde sürdürülen ebelik eğitiminin Avrupa Birliği uyum sürecinde güncellenmiş 31 Aralık 2009 Tarihli ve 27449 Sayılı Resmi Gazetede yayınlanan, “Doktorluk, Hemşirelik, Ebelik, Diş Hekimliği, Veterinerlik, Eczacılık Eğitim Programlarının Asgari Eğitim Koşullarının Belirlenmesine Dair Yönetmelik” ile YÖK tarafından hükme bağlandığını belirtmiştir.  Halen, Sağlık Bilimleri Fakültesine bağlı 7 adet, Sağlık Yüksekokullarına bağlı 25 adet ebelik bölümü bulunmakta olduğunu ve bu okullarda 2008-09 öğrenim yılı itibari ile 1331 öğrenciye mesleki eğitim verildiğini belirtmiştir.  Ülkemizde ebelik çekirdek müfredat çalışması yapılmış olmasına karşın,  bazı üniversitelerin ebelik programlarında bu asgari derslerin çeşitli sebepler ile yer almadığının görüldüğü, ayrıca bu bölümlerde ders içerikleri incelendiğinde, kadınların normal doğuma yönlendirilmesinde etkili yöntemlerden olan “ağrıyla ilaçsız baş etme” ve  “anne dostu uygulamalar” konusuna teorik ve uygulamalı olarak yeterince değinilmediğini belirtmiştir. Bakanlığımızın desteği ile Ebelik çekirdek müfredatının güncellenmesini, Ebelik lisans eğitimi müfredatının temel ebelik felsefesi ve ebelik hizmet alanları düşünülerek güçlendirilmesi,  nitelikli ebe yetişmesine olanak sağlayabilmek için eğitim ve araştırma hastaneleri ile entegrasyon yapılması, Aile hekimleri ile birlikte aile ebesinin çalışması ile ebelik öğrencilerinin eğitimine ve uygulamasına destek verilmesini arz etmiştir.

 

Lisans düzeyinde eğitim yürütülen sağlık yüksekokulu ve fakültelerin akademik kadrolarında çalışan ebe akademisyenlerin sadece  %17.4’ünün ebelik alanında yüksek lisans yapmış olması ve ebelik bölümlerinde ebe akademisyenlerin sayıca azlığına dikkat çekerek bu alanda ebe akademisyen yetiştirilmesi konusunda desteklenmesi gerekirken tam tersi bir şekilde Ebelik alanında çok az sayıda Yüksek Lisans programlarının mevcut olduğunu ve  çok istenmesine rağmen henüz Ebelikte Doktora programı açılamamış olmasına değinmiştir. Son durum itibari ile Ülkemizde 6  üniversitede  Ebelikte Yüksek lisans programı bulunmasına rağmen 2011-12 öğretim yılı itibari ile, Kocaeli, İstanbul  ve Cumhuriyet üniversiteleri  yüksek lisans programlarına öğrenci alımı durdurulmuştur. Ayrıca 2003 yılında ebelikte yüksek lisans programlarına geçilmeye başlanması ve YÖK doçentlik listesinde Ebelik Doçentlik kodunun ( Sağlık Bilimleri temel alanında 1032.4 kodu ile ebelik programı) bulunmasına karşın henüz ebelik doktora programı bulunmamasının bu imkanları daha da kısıtladığını belirtmiştir.  Ege Üniversitesi ve Cumhuriyet Üniversitesi tarafından hazırlanan doktora programı açma çabaları ve YÖK’e yapılan başvuru dosyaları gerekçesiz reddedildiğini belirterek  ebelik eğitiminde yaşanan bu sorunlar nedeni ile mesleğin gelişimine sekte vurulmakta olduğunu ve eğitimin zorunlu olarak hemşire akademisyenler (kadın-doğum hemşireleri) tarafından yürütüldüğünü belirtmiştir. Sorunların giderilmesi konusunda özellikle Ebe akademisyenlerin yetişmesi, ebelik bakımının etkisine yönelik araştırmaların artması için yüksek lisans eğitiminin yaygınlaştırılması ve doktora programlarının açılabilmesi konusunda Bakanlığımızdan destek istemiştir. Var olan eğitim programlarının arttırılması ile anabilim dallarının güçlendirilmesi için Bakanlığımız ile YÖK arasında yapılacak çalışmalar ile üniversitelerin ebelik bölümlerine kadro tahsis edilmesi ve ebe akademisyen yetişmesine imkân sağlayacak, ebelikte birkaç üniversitenin birleşerek bütünleşik yüksek lisans ve doktora programlarının açılması ile mümkün olacağını belirtmiştir.

Sayın bakanımız Ülkemizde yürütülen lisans düzeyinde ebelik eğitimin sürdürülmesi ve ülkemiz ihtiyaçları doğrultusunda nitelikli ebelik iş gücünün kazandırılması için lisans ve lisan üstü eğitimlerin desteklenmesi gerektiğini belirtmiştir. Bu doğrultuda lisans eğitim müfredatının ulusal politikalar doğrultusunda bebek ve anne dostu yaklaşımları benimseyen ve kanıta dayalı uygulamaları kapsayan ders içeriklerini bulunduracak şekilde düzenlemelerin yapılması ve ebe akademisyen yetişmesi hususunda ilgili lisanüstü eğitim programların açılması için gerekli düzenlemelerin yapılması konusunda Bakanlığımız ilgili birimin (Sağlık Eğitim Genel Müdürlüğü) YÖK ile çalışması konusunda talimat verileceğini belirtmiştir. Bu çalışmalara paralel olarak ebelik uygulamalarını geliştirilmesi ve hizmetlerin desteklenmesi için mezuniyet sonrası, meslek içi eğitim imkânların geliştirilmesi konusunda da çalışmaların yapılması gerektiğine değinerek bu alanda sertifika ve hizmet içi eğitim olanaklarının arttırılması için çalışılması gerektiğini belirtmiştir. Bu çalışmaların yürütülmesi için ilgili birimlerin işbirliğini öngörmüştür.